batuyla adilenin yeniyıl kutlaması

34 beden giydim yaaee

finland

kalpli olan herseyi severim :Z

karadeniz*

gıdım ve ben, önemli işler peşindeydik. jokerde doğumgünündeydik. mart mıydı neydi hatta, yağmur vardı.

içimden bir şey geçiyor nasıl söylesem, daha adını koyamadım devamını bir bilsem.

bap bap şubap bap

meli meli sa

iyi bugun hersey iyi

why amuse yourself in such a way no don't insist i'm already hurt

lay me down on the ground softly softly

angel threw me like a rubberman aiming for the ground

angel i can see myself in your eyes

so don't ask me ask the ministry

so dry your eyes

(şu kırmızı fincanlı kahveye yeşil boyalı fırçasını batırıp karıştırıp karıştırıp yıkayıp boyamaya devam eden bir insan-ım)

but i am coming home to make it all right

aylavyubebeem.

canım bir türk kahvesi çekti

sıfır köpüklü türk kahvesi yapmak da, fincanın yanına eğilip kahvemle beraber poz vermeye çalışırken ıskalayıp sadece kahveyi almak da, sonra yavşak yavşak görüntülere isabet olmak da, tam bana göre şeyler şekerim.

arabesk yapmalara bayılırım

makarna & kafadan uydurma sos.











salona yayılıp, istediğini döküp saçarak tv karşısında yemek yiyebilme zevki.













işte, yalnız oldugunu hissettiğin an.

öğlen, nişantaşı-konaktan almıştım oysaki. birini yedim, biri duruyor. o da yalnız.










dağınıklığını toplamayı unutma.
sabah kalkınca toparlayacak birisi yok.
pis kokar.














yatmadan önce tık tık mama ye ki, rahat rahat uyu, kötü ruya görme.

tıktıkmama tarifi: cici bebeyi sütle kasede ez. tık tık tık tık.








evet, ben evde yalnız kalmaktan tırsıyorum. hırsızlar gelirse, kötü kalpli adamlar gelirse diye de korkuyorum. rahat uyuyamayabilirim, içim sıkılabilir, göğsüm ağrıyabilir. kimseye söylemeyin yalnız oldugumu, yerin kulağı vardır, hırsızlar duymasın.

öptüm.

peace-joy-love

peace for the world, joy for the life, love for the people

suicide

bazen bu dağınıklık beni yoruyor.

oh bebek.

brownili çiizkeki beraber çatallamak. starbakstan avuç dolusu şeker çalmak. hayatımızın anlamını clariste aramak. bulamamak. bodyshoptan makyajlanmak. koklamak. serilip uzanmak. kitapçılarda şiirler okumak. ucuz dvd aramak. eziklik yarışması yapmak.












hatta diş aramıza sıkışan kalıntılar...





















bunların hepsi senin birlikte anlamlı cnmü.
seni çok özliycem.
çabuk gel!

yine gel

kirpi'ye de gittik, yagmur yagdı depresyona da girdik, niran türk kahvesi de yaptı, ee haliyle onu da içtik, kirpi'den önce makyaj da yaptık (nedeni vaar-dı), msn listemizi de temizledik.

geceye damgasini vuran söz öbeği:
-benim en sevdiğim şarkıları dinliyooee! ayy hala dinliyoee!






küçük emrah bakışını niran bir türlü beceremedi. öcü görmüş gibi bakmaktan öteye gidemedi. bu fotografa bakınca hala gülesim geliyooor.
-kızım bak böyle çeneyi de titretcen, zavallı gibi yap
+tamam dur böyle mi????!